eleanor roosevelt

Home / her güne bir kadın / eleanor roosevelt
eleanor roosevelt

Bugün değerli sanatımız Yıldız Kenter’in de doğum günü ama ben başka bir kadından söz etmek istiyorum: Eleanor Roosevelt…

O kocasının gölgesinde yaşayan sıradan bir “First Lady” değil, bir gazeteci, aktivist, kadın hakları savunucusu, ikinci dünya savaşının alt üst ettiği dünyada söz sahibi olmuş bir karakter

Anne Eleanor Roosevelt zengin, siyasi bağlantıları olan bir ailenin çocuğu… Amcası Amerika Birleşik Devletleri’nin 26. Başkanı Theodore Roosevelt’dir. Theodore’un uzaktan kuzeni Franklin, Eleanor’a aşık olup evlenmiş ve onun yardımıyla 1933-1945 (32. ABD Başkanı) yılları arasında görev yaparak ABD’nin en uzun süre görev yapan başkanı olmuştur.

Onun doğduğu dönemde, kadının değeri kocasının önemi ve değerine bağlıydı. Bir kadın için en önemli iş, iyi bir koca bularak evlenmekti. Eleanor varlıklı bir aileden gelmesine rağmen mutlu bir çocukluk yaşamamıştı, annesini, küçük kardeşini ve babasını küçük yaşta kaybetmişti. Evlendikten sonra tüm zamanını ailesine adadı. Kocasının sekreteriyle ilişkisini öğrenince boşanmadı ama kendini toplumsal çalışmalara adadı.

Franklin felç nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunda siyasette kalması için ısrarcı oldu. Böylelikle Roosevelt engelli durumuna rağmen, önce New York valisi, daha sonra da Amerika Birleşik Devletleri başkanı oldu. Siyasi hayatı boyunca, Eleanor çoğunlukla kocasını destekleyen bir eş konumundaydı ama kendisi de yetenekli bir siyasetçiye dönüştü.

O yıllarda “First Lady” nin görevi ailevi alanla sınırlıydı. Ama o aktivizmine, kamuoyuna seslenmeye devam etti, hatta bir gazetede yıllarca köşe yazısı yazdı. Kendi parasını kazanmaya önem verdi ve çoğunu da hayır işleri için harcadı.

Diğer First Ladyler’in hiç yapmadığı bir şey yaparak düzenli basın toplantıları düzenledi. Gelenlerin tümünün erkek olduğunu fark edince sadece kadın muhabirleri kabul edeceğini açıkladı ve basının kadın gazeteci istihdam etmesini sağladı. Ayrıca kadınların sesi olmak için kadın hakları üstüne de sık konuştu ve yazdı. Hayatı boyunca üstlendiği çeşitli rollerde bunu yapmaya devam etti.

Kocasının bazı politikalarına karşı çıkıp bunu kamuoyu önünde tartışmaktan çekinmedi. Kamu harcamalarını makaleler yazarak eleştirdi . 2. Dünya Savaşı süresince Nazizm’den kaçan göçmen almama politikasına karşı çıktı.(Bu konudaThomas Mann’la işbirliği yaptığını yazarın biyografisinden biliyoruz) Savaş sırasındaki Japonya kökenli Amerikalıların gözaltına alınma politikalarına da katılmadı. (şaşırtıcı ama doğru, savaş sırasında Japon kökenli Amerikalılar toplama kamplarına kapatılmıştı)

Eleanor yaşamı boyunca insan hakları için mücadele etti. Franklin Roosvelt öldükten sonra, bir sonraki Başkan Harry Truman onu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na delege olarak atadı. 1946 yılında BM İnsan Hakları Komisyonu’nun ilk başkanı oldu. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin yazımında oldukça etkin bir rol üstlendi. Bu, birçoklarına göre en büyük başarısıdır.

Hayatını kaybedinceye kadar Kadın Statüsü Başkanlık Komisyonu’nun başkanıydı. Öldüğünde 78 yaşındaydı ve 20. yüzyılın en etkin kişilerinden biriydi.

Leave a Reply

Your email address will not be published.