Opera sanatçısı.
İstanbul devlet konservatuarında başladığı şan eğitimine Ankara’da devam etti. Türkiye İtalya arasında düzenlenen kültür anlaşması çerçevesinde italya’ya gitti. Oradaki başarısının ardından yeniden davet edildi. Sadece İtalya’da değil, kontratı feshedilinceye kadar bir çok ülkede Ankara Devlet Operası Sanatçısı sıfatıyla önemli roller (çoğu baş rol) aldı. Ankara’yla ilişkisi kesilince Napoli’ye yerleşti. (Sözleşmenin neden feshedildiğini bilmiyorum ama deneyimlerim bana boktan bir bürokratik gerekçeyle ve yerini kapmak isteyen kifayetsiz birinin gayretiyle yapıldığını düşündürüyor. Bu olayın 1958 yılında gerçekleştiğini de dikkatinize sunuyorum.)
Leyla Gencerin gırtlağını kullanma tekniği opera literatürüne “gencerate” olarak geçmiştir. Gencerate, Leyla Gencer stilinde okuyabilmek anlamına geliyor.
Ölümüne kadar La Scala Tiyatrosu’nda opera sanatçıları için kurulan akademinin sanat yönetmenliğini yapıyor, r, aynı zamanda opera yorumu üzerine dersler vermeye devam ediyordu. Uluslararası yarışmalarda seçiciler kurulu üyelikleri yapan, festivallere, seminer ve konferanslara katılan Leyla Gencer, İstanbul’da kendi adını taşıyan “Uluslararası Şan Yarışması”nın kurucusudur. Yarışma, 1995 yılından beri düzenlenmektedir.
Leyla Gencer, 1988 yılında Devlet sanatçısı unvanıyla onurlandırıldı.
2004 yılında 1000 yılın Türkleri özel koleksiyonunda adına 15.000.000 TL değerinde 0.999 ayar gümüş hatıra para basıldı.
Böylece çarpık politikalarımızın sadece beyin değil aynı zamanda sanat göçüne de neden olduğu ve en iyi sanatçı ölü sanatçıdır özdeyişinin (ben uydurdum) bir kez daha gerçekleştiği de öğrenildi.
Babasının memleketi diye Safranbolu yakınlarındaki Yörük köyüne de büstünü dikmişler sağ olsunlar. Ama vasiyeti gereği yakılıp külleri Boğaz’a serpildiğinde o küllerle suyumuzu kirletmeyin diye (14 mayıs 2008 Bugün gazetesi Nuh Gönültaş) yazanlar da olmuş. Ne diyeyim caaanım memleketimin çelişkiler yumağı insanı…
Leave a Reply